Answers for A GUIDEBOOK FOR ENGLISH TRANSLATION

1Translation for TurkishTürkçeye çeviriniz.
1Mars is a planet.Mars bir gezegendir.
2Deserts are dry regions.Çöller kurak bölgelerdir.
3Soil is an invaluable natural resource.Toprak, son derece değerli bir kaynaktır.
4The heart is a cone-shaped organ.Kalp, koni biçiminde bir organdır.
5The punishment is a cruel act.Ceza, acımasız bir harekettir.
6Rheumatic fever is now a preventable disease.Ateşli romatizma artık önlenebilen bir hastalıktır.
7Doctor’s  bills are an unexpected expense.Doktor faturaları beklenmeyen bir masraftır.
8Childhood is the happiest time of life.Çocukluk, yaşamın en mutlu zamanıdır.
9Snakes are reptiles.Yılanlar sürüngendir.
10Blood is a thick red fluid.Kan, koyu kırmızı bir sıvıdır.
11Trasport is another vital factor in tourism.Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur.
12The sun is the center of the solar system.Güneş, güneş sisteminin merkezidir.
13Middle-aged men who are overweight and suffering from stressFazla kilosu ve stresi olan orta yaşlı kimseler
 are typical victims of heart disease. kalp hastalığının tipik adaylarıdır.
14This is the hall where the last meeting was held.Son toplantının yapıldığı salon budur.
15Today is the eight anniversary of our wedding.Bugün, evliliğimizin sekizinci yıldönümüdür.
2(Subject + To be + Noun Phrase (NP))İngilizce’ye çeviriniz.
1Gold is a metal.Altın bir madendir.
2The lung is an organ.Akciğer bir organdır.
3The nucleus is the centre of the atom.Çekirdek atomun merkezidir.
4It is a skill deficiency.Bu bir beceri eksikliğidir.
5Where are the new facilities?Yeni tesisler nerededir?
6A little knowledge is dengerous thing.Az bilgi tehlikeli bir şeydir.
7Age is not a  barrier to furthering one’s education.Yaşkişinin öğrenimine devam etmesi içinbir engel değildir.
8A hearing aid is not a complete solution to the problem.İşitme cihazı soruna tam bir çözüm değildir.
9It’s a very fine example of traditional architecture.(O) geleneksel mimarinin gayet güzel bir örneğidir.
10Coffee is the region’s major source of foreign Exchange.Kahve bölgenin başlıca döviz kaynağıdır.
11Unemployment and concealed-employment are perhapsİşsizlik ve gizli işsizlik belki de Türkiye’nin
 the worst problems in Turkey. en ciddi sorunları(dır)
12What’s the main purpose of the United Nations Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın 
Organisation?esas amacı nedir?











3(S + TO BE + Adjective)(Özne+Olmak+ Sıfat)  yapısı kullanarak
Tükçeye çeviriniz
1The retina is very sensitive.Retina çok duyarlıdır.
2The action is legal.Hareket yasaldır.
3Her illness is cronic.Hastalığı kronik(tir).
4His passport is valid.Pasaportu geçerlidir.
5The pain is unbearable.Ağrı dayanılmaz derecede(dir).
6Water is necessary for life.Su, yaşam için gereklidir.
7Temperatures in the desert are Çölde hava sıcaklığı/ 
very high during the day.sıcaklıkları gündüzleri çok yüksektir.
8Poetry is as serious and important Şiir, felsefe kadar ciddi ve 
as philosophy.önemlidir.
9From the point of view of health, the town Sağlık açısından şehir kırsal 
is not comparable with the country.bölgeyle karşılaştırılamaz.
10We are very concerned about our father’sBabamızın hastalığından çok
 illness. endişeliyiz.
11Are you content with the quality of the teaching?Öğretimin kalitesinden memnun musunuz?
12This document is important to our case for the defense.Bu doküman savunma açısından davamız için önemlidir.
13Children’s bones and organs are very sensitive toÇocukların kemikleri ve organlarıradyasyona
 radiation. karşı çok duyarlıdır.
4Translation  for English.İngilizce’ye çeviriniz.
1Absenteeism is too high.Devamsızlık çok yüksek
2The truth of that statement is arguable.O beyanatın doğruluğu tartışmalı(dır).
3İs divorce  common in your country?Ülkenizde boşanma yaygın mıdır?
4The camera and the eye are similar in many respects.Fotoğraf makinesi ile göz birçok yönden benzerlik gösterirler.
5This drug is harmful.Bu ilaç zararlıdır.
6His views are not very different from mine.Onun görüşleri benimkilerinden pek farklı değil.
7Are you eligible for free medical treatment?Parasız tıbbi tedavi hakkınız var mı?
8Her courage is worty of the highest praise.Cesaret en yüksek övgüye değer.
9Thypoid, paratyphoid, dysentery, polio, viral hepatitis,.Tifo, paratifo, dizanteri, çocuk felci, viral hepatitis 
 and food poisoning are endemic in the area, andve gıda zehirlenmesi bölgede yaygın olup 
 there are periodic outbreaks of cholera.belirli aralıklarla kolera baş göstermektedir.
10Lip-reading is difficult and requires exstra ordinary attention.Dudaktan okuma zor olup, aşırı dikkat gerektirir.
11Wolves are almost non-existent.Kurtlar artık hemen hemen yok oldular.
12The accusation is wrong and unjustified.İtham yanlış ve haksız(dır).
13Nowadays it is fashionable to say how Şu sıra hükümetin ne kadar 
inefficient the government is.yetersiz olduğunu söylemek
moda oldu.
14Many tranquillizers  which are widely advertised are not much effective.Yaygın reklamı yapılan birçok ağrı kesici etkili değildir.
5.Translation for Turkish Tükçe’ye çeviriniz.
1The old man is at the point of death.Yaşlı  adam ölmek üzere.
2Many industrial accidents are due to carelessness.Pek çok endüstri kazaları dikkatsizlik sonucudur.
3The labule is outside the skull.Küçük lob kafatasının dışındadır.
4The middle ear is between the outer ear and the inner ear.Orta kulak, dış kulakla iç kulak arasındadır.
5Today Turkish economy is again at a turning point.Bugün Türk ekonomisi yeniden bir dönüm noktasındadır.
6Benz’ first car is now in a museum in Munich.Benz’in ilk otomobili bugün Münih’te bir müzededir.
7Are you against children watching TV?Çocukların TV izlemelerine karşı mısınız?
8İs the weather in the North very different to that in the South?Kuzey’in havası Güney’inkinden çok farklı mıdır?
9This programme is all about nuclear power.Bu program bütünüyle nükleer enerji konusunda(dır).
10Dr.Steward is in favour of a low-fat, low cafeine diet for those with oil skin.Dr. Steward, yağlı ciltliler için az yağlı, az kafeinli diyet taraftarı(dır).
11We are on your side.Senin yanındayız.( Seni destekliyoruz.)
6.(S + BE + Prep P)Özne+Olmak+ İlgeç öbeği yapısı kullanarak İngilizceye çeviriniz.
1The machine is out of order.Makine bozuk.
2He is in good health.Sağlık durumu iyi(dir).
3Everything is in good order.Her şey  düzenli(dir).
4Hats are out of fashion.Şapkaların modası geçti.
5We are not at war.Savaşta değiliz.
6We are now in a very awkward situation.Şimdi çok gülünç bir durumdayız.
7We are all in a deep shock.Hepimiz derin bir şok halindeyiz.
8The firm is in financial difficulty.Şirket mali sıkıntı içinde.
9The project is still in the planninig stage.Proje daha planlama aşamasında.
10He is on a student grant.Öğrenci bursu alıyor.
11The heart is about the size of a fist.Kalp, yaklaşık yumruk büyüklüğündedir.
II. “Olmak” eyleminin geçmiş biçimi de 
(-dı, -du, -tı, -tu vb.) aynı kalıplarla kullanılır.
a)Subject +Verb (Was/Were) + Noun Özne + Eylem (OLUŞ) + Ad Öbeği 
(Tamlama)
1The writter was a woman.Yazar kadındı.
2The signature was not a forgery.İmza sahte değildi.
3Were you a teacher?Öğretmen miydiniz?
4They were scientists.Onlar bilim adamı idiler.
b)S + WAS/WERE + AdjectiveÖzne + olmak + sıfat
1Iwas ill yesterday.Dün hastaydım.
2The results were doubtful.Sonuçlar kuşkuluydu.
3Was she  unhappy?O mutsuz muydu?
4They weren’t successful.Onlar başarılı değildiler.
5They method was not new.Yöntem yeni değildi.
c)S + Was/Were + AdverbÖzne + olmak + ilgeç öbeği
1She was at the universty.O üniversitedeydi.
2You were in hospital yesterday.Dün hastanedeydiniz.
3The photographs were not in the box.Fotoğraflar kutuda değildi.
4My friends were in the garden.Arkadaşlarım bahçedeydiler.
7.Translate for TurkishTükçe’ye çeviriniz.
1The family were immigrants.Aile göçmendi.
2Katy was a difficult child in many ways.Katy pek çok bakımdan sorunlu bir çocuktu.
3It was completely my own fault. O tümüyle benim hatamdı.
4The interest was thirty per cent a month.Faiz ayda yüzde otuzdu.
5He was the producer of several TV shows.O birkaç TV şov programının yapımcısıydı.
6Her death was a great grief to him.Onun ölümü, onun için büyük bir yıkım oldu.
7He was one of Hollywood’s most enduring and respected actors.O Hollywood’un en dayanıklı ve saygınaktörlerinden biriydi.
8That was the initial response to my question.O sorumun ilk cevabıydı.
9My last offence was robbery with violence.Son suçum kuvvet kullanarak soygun yapmaktı.
10İt was just the restlessness that my mother complained of.Annemin şikayetçi olduğu şey sadece vesveseydi.
8.(S +was / were + NP)Özne + was/were + ad öbeği yapısı kullanarak İngilizce’ye çeviriniz
1The young man was a politician.Genç adam bir politikacıydı.
2I was a Beatles fan.Ben bir Beatles hayranıydım.
3She was a woman of principle.O prensip sahibi bir kadındı.
4It was a rude joke.Kaba bir şakaydı.
5It was not my fault.Benim hatam değildi.
6It was our first night at Kemer.Kemer’de ilk gecemizdi.
7Yesterday was a holiday.Dün resmi tatildi.
8She believed that her illness was a punishment for her earlier sins.Hastalığının daha önceki günahları karşılığı bir ceza olduğuna inanıyordu.
9His heartbeat was 20 at minute for several hours.Kalp atışı, birkaç saat için, dakikada 20 oldu.
10Unemployment was the key issue during the last election.İşsizlik son seçim kampanyası süresince anahtar bir sorun oldu.
9.Translation for TurkishTükçe’ye çeviriniz.
1The film was boring.Film sıkıcıydı.
2The pillow was hard.Yastık sertti.
3She was fluent in spanish.İspanyolca’sı akıcıydı.
4The venture was not financially successful.Maceralı iş parasal yönden başarılı olmadı.
5The government was responsible to the electrote as a  whole.Hükümet, seçmenlerin tümüne karşı sorumludur.
6She was pre-occupied.Zihni çok meşguldü.
7His look was expressive or gratitude.Bakışı minnettarlık ifade ediyordu.
8I was not aware of your intention.Niyetinizin farkında değilim.
9The teacher was angry with the pupils for talking in class.Öğretmen, derste konuştukları için öğrencilere kızdı.
10This system was extremely economical Sistem, yarı elektrik fiyatıyla çalıştığı 
because it ran on half-price electricity.için son derece ekonomikti.
10.(S + was / were + adj.)Özne + was/were + sıfat yapısı kullanarak İngilizce’ye çeviriniz
1The results were tangible.Sonuçlar akla yatkındı.
2Her younger daughter was mentally retarded.Küçük kızı zihinsel özürlüydü.
3His work was always perfect.Onun işi her zaman mükemmeldi.
4The rent on his flat was three weeks overdue.Dairesinin kirası üç hafta gecikmişti.
5The leaves were long and prickly.Yapraklar uzun ve dikenliydi.
6The quality of the photograhp was poor.Fotoğrafın kalitesi kötüydü..
7I was helpless.Çaresizdim.
8His black eyes were full of fury and defiance.Siyah gözleri öfke ve küstahlık doluydu.
9Their profit forecasts were over optimistic.Gelir tahminleri aşırı iyimserdi.
10It was evident that his faith in theHükümete olan inancının 
 goverment was severely shaken.son derece sarsıldığı açıktı.
11.Translation for TurkishTükçe’ye çeviriniz.
1I was in London at the time of my father’s death.Babamın ölümü sırasında Londradaydım.
2The town was under seige for two months.Şehir iki ay kuşatma altında kaldı.
3Half of the letter was in English and rest in frech.Mektubun yarısı İngilizce gerisi de Fransızcaydı
4Robert was in his pyjamas.Robert pijamalıydı.
5The trouble was in the electrical system.Sorun elektrik sistemindeydi.
6He was always on at me about the way I dressed.Giyiniş tarzımı sürekli eleştiriyordu.
7 The pyrramids were among the seven Wonders of the World. Piramitler dünyanın yedi harikası arasındaydı.
8All over efforts to rescue him were in vain.Onu kurtarmak için yaptığımız bütün çabalar boşunaydı.
9None of the royal family were in residence at the palace at that time.Kraliyet ailesinin hiçbiri o sıra sarayda oturmuyordu.
10Was your teacher in a bad temper in your last lesson?Öğretmeniniz son dersinde sinirli miydi?
12.( S + was / were + prep p )Özne + was / were + ilgeç öbeği kullanarak İngilizceye çeviriniz.
1We were all out of breath.Hepimizin nefesi kesilmişti.
2We were on holiday in Marmaris.Marmaris’te tatildeydik.
3The exhibition was on at the Turco _ British Association.Sergi, Türk- İngiliz Kültür derneği’ndeydi.
4Were you for or against the plan?Planın lehinde mi yoksa aleyhinde miydiniz?
5I was on call at the hospital.Hastanede nöbetçiydim.
6We were out of cigarettes.Sigaramız bitmişti.
7I was in insurance for a while.Bir süre sigortada çalıştım.
8The project was under discussion last week.Proje geçen hafta tartışılıyordu.
9The item was not on the agendaMadde gündemde yoktu.
10İran and Irak were at war last year.Irak ve İran geçen yıl savaşıyordu.
İYELİK YAPILARI   -  İYELİK SIFAT VE ZAMİRLERİ  -HAVE; HAS (S)
( S + have / has (got) + complement )Özne + have / has (got) + tümleç
Translation has some difficultiesÇevirinin bazı güçlükleri vardır.
My mother has got two sistersAnnemin iki kız kardeşi vardır.
Do you have any brothers or sisters?Hiç erkek ve kızkardeşiniz var mı?
The company has a reputation for efficiencyŞirket becerisi ile ünlüdür.
Açıklama:
Resmi dilde have, gündelik dilde have/has got kullanılması daha uygundur.
13.Translation for TurkishTürkçeye çeviriniz.
1We have a higher standard of living than they have.Onlardan daha yüksek hayat standardına sahip bulunuyoruz.
2She has lots of fillings.Pek çok dolgusu var.
3Television has bad effects on people.Televizyonun kişiler üzerinde kötü etkileri vardır.
4Cultures have definite patterns.Kültürlerin belli düzenleri vardır.
5He has no ear for music.(Hiç müzik kulağı yok) Hiç müzik yeteneği yok.
6The brain has three main divisions.Beynin üç ana bölümü vardır.
7She has got a scarf over her head.Başında bir eşarp var.
8İron and lead have a high density.Demir ve kurşunun yüksek yoğunluğu vardır.                             Demir ve kurşunun yoğunluğu yüksektir.
9İt has a volume of approximately 6 cc.Yaklaşık 6 cc. Hacmi var.
10She has less confidence than I expected.Umduğumdan daha az güveni var.
11Goods have little value unless they are in the right place at the right time.İstenilen yerde ve istenilen zamanda bulunmadıkça malların değeri azalır.
12Veins have thin walls and are inelastic.Toplar damarların  ince çeperleri vardır ve esneme özelliği yoktur.
13The oceans have an effect on the climate of adjacent land.Okyanusların bitişiğindeki kara parçasının iklimi üzerinde (bir) etkisi vardır.
14Both the eye and the camera have a lens.Hem gözün hem de fotoğraf makinasının (bir) merceği vardır.
15The irish have twice as many diswashers as the British.İrlandalıların İngilizlerin iki katı bulaşık makinası var.
14.Aşağıdaki tümceleri have / has got kullanarak İngilizceye çeviriniz.
1I have a good job.İyi bir işim var
2The earth has one satellite.Dünyanın bir uydusu vardır.
3We have too much spare time.Haddinden fazla boş zamanımız var.
4Atmosphere has an altitude of 1300 kilometres.Atmosfer ortalama 1300 km. yüksekliğe sahiptir.
5Most plants have green leaves.Çoğu bitkinin yeşil yaprakları vardır.
6The Nile has a length of 6690 kilometres.Nil'in 6690 km uzunluğu vardır.
7He's got a very soft heart.Çok yumuşak kalpli.
8you have no alternative.Başka seçeneğiniz yok.
9The news reader has got a bad cold.Haber spikeri nezleli.
10We have more confidence , in the future than thay have.Geleceğe güvencemiz onlardan daha fazla.
11Deserts have very little rainfall.Çöller pek az yağış alır.
12I've  got terrible toothache.Dişim fena halde ağrıyor.
13He has very little confidence in himself.Kendisine pek az güveni vardır.
14She has very little control over the children.Çocuklar üzerinde pek az kontrolü vardır.
15How much fever has she got?Ne kadar ateşi var?
15.Translation for TurkishTürkçeye çeviriniz.
1Her illness is the reason for my coming.Gelişimin nedeni onun hastalığıdır.
2Their residence papers are ready.İkametgah evrakları hazırdır.
3She could feel her heart beating wildly.Kalbinin çok şiddetli çarptığını hissediyordu.
4On the anniversaries of his death, at five minutes past nine on November 10th 1938, all traffic stops and a two-minutee silence is observed.Ölüm yıldönümlerinde, 10 Kasım günü saat dokuzu beş geçe bütün trafik durur ve iki dakikalık sygı duruşu yapılır.
5İts mountains are full of minerals.Dağları madenlerle doludur.
6His case is being dealt with in accordence with islamic law.Davasına, şeriat yasasına göre bakılıyor.
7He's done his best.Elinden geleni yaptı.
8The group held its first meeting last week.Grup ilk toplantısını geçen hafta yaptı.
9The future is yours, don't let them take it from you.Gelecek sizindir, onu (elinizden) almalarına  izin vermeyin.
10People don't want to tie their money up for long period.Kişiler uzun süre(ler) paralarını, bağlamak istemezler.
16.Aşağıdaki tümceleriAşağıdaki tümceleri 
( my, your, his, his, her, its, our, their )İyelik sıfatları
( mine, yours, his, hers, ours, theirs )iyelik zamirleri
Translation for English.kullanarak İngilizceye çeviriniz.
1Suzan was an old friend of mine.Suzan eski bir arkadaşımdı.
2You saw it with your own eyes.Onu kendi gözlerinizle görünüz.
3İt is his own fault, not theirs.O, kendi kabahatiydi, onların değil.
4A woman who smokes during pregnancy may have her baby too early.Hamilelik esnasında sigara içen bir kadın çocuğunu vaktinden önce doğurabilir.
5The plan has succeeded beyond our expectations.Plan beklediğimizden daha başarılı oldu
6I took her temperature, and it was 40 degree CAteşini ölçtüm ve 40 derece idi.
7Teachers should try not to smoke in front of their pupils.Öğretmenler. Öğrencilerinin önünde sigara içmemeye gayret etmelidir.
8She apologized for her behaviour.Davranışı için özür diledi.
9There is mud all over your jacket.Ceketinizin her tarafında çamur var.
10Tom's car is more reliable than mine.Tom'un arabası benimkinden daha güvenli.
"S" and "OF"İYELİK YAPILARI II
( NP + 'S + NP + is / are + comp.)Tekil ad öbeği + 's + ad öbeği + is / are + tümleç
The boy's coat is very old.Çocuğun ceketi çok eski.
People's feelings are also important.İnsanların duyguları da önemlidir.
EksplanationAçıklama
1.(s) canlı adlara eklenir ve -nin, -nın anlamını verir
2.Tekil adlara (s), çoğul adlara (') eklenir, (s) ile biten adlara ('s) eklenebilir, kimi zaman yalnızca (')eklenir.
Deyimlerde (') ya da ('s) kullanılır
3.Two weeks' holiday, tomorrow's paper
out of the harm's way vb.
17.Translation for TurkishTürkçeye çeviriniz.
1The patient's anemia is unquestionableHastanın kansızlığı besbelli.
2The mother's condition is serious..Annenin durumu ciddidir.
3The nurse's colleague is on leave.Hemşirenin meslektaşı izinde (dir)
4The radiologist's office is open until 7 o'clock.Radyalog'un muayenehanesi  saat 7'ye kadar açıktır.
5The physcian's office is not comfortable.Hekimin muayenehanesi konforlu değildir.
6The patient's complaint is not a good sign.Hastanın şikayeti iyiye işaret değildir.
7My brother-in-law's sister is a nurse at Hacettepe University.Bacanağımın kız kardeşi Hacettepe Üniversitesi' nde hemşiredir.
8Gamze's brother is a student in a secondary school.Gamze'nin erkek kardeşi orta dereceli bir okulda öğrencidir.
9Bill's suitcase is over there.Bill'in bavulu oradadır.
10Mrs. Browns husband is very good at math.Mrs. Brown'un kocasının matematiği çok iyidir.
18.Translation for Englishİngilizceye çeviriniz.
1The childrens clothes are on the table.Çocukların elbisesi masanın üstündedir.
2Today's exam is easy.Bugünkü sınav kolaydır.
3Our daughter's English is good.Kızımızın İngilizcesi iyidir.
4My father - in law's secretary is American.Kayınpederimin sekreteri Amerikalıdır.
5My brother's wedding is the reason for my coming.Gelişimin nedeni erkek kardeşimin düğünüdür.
6The doctor's office is at 155 St John Street.Doktorun muayenehanesi 155 St John Caddesindedir.
7The lawyer's office is very comfortable.Avukatın bürosu çok konforludur.
8The worker's wages are high in Germany.Almanya'da işçilerin ücretleri çok yüksektir.
9The doctor's responsibility is great.Doktorun sorumluluğu büyüktür.
10The attache's son is 12 years old.Ataşenin oğlu 12 yaşindadır.
b)(NP +of + NP + is / are + Comp.)Ad öbeği + of + ad öbeği + is / are + tümleç
The difficulty of the problem is obviousSorunun güçlüğü bellidir.
The invention of fire is very importantAteşin bulunması çok önemlidir.
İnvestments of a bank are varied.Bir bankanın yatırımları çeşitlidir.
The history of mankind is full of wars.İnsanlık tarihi savaşlarla doludur.
Freedom of speech is an ideal  of democracy.Söz özgürlüğü demokrasinin idealidir.
The details of the study were not clear.Çalışmanın ayrıntıları çok değildi.
19.Translation for TurkishTürkçeye çeviriniz.
1The invention of fire is an important event.Ateşin bulunuşu önemli bir olaydı.
2The history of the English language is very important in this department.Bu bölümde İngiliz Dili Tarihi çok önemlidir.
3The quality of the goods is very important in commerce.Ticarette malların nitelikleri çok önemlidir.
4The needs of people are different from each other.İnsanların gereksinmeleri birbirinden farklıdır.
5The  visual area of the eye is limited.Gözün görme alanı sınırlıdır.
6The transport of cars is not easy nowadays.Bugünlerde arabaların taşınması kolay değildir.
7The responsibility of goverment is very important.Hükümetin sorumluluğu çok önemlidir.
8Nationalisation of the coal industry is essential in this country.Bu ülkede kömür endüstrisinin millileştirilmesi kaçınılmazdır.
9The westren part of Turkey is mountainous.Türkiye'nin batı kesimi dağlıktır.
10The members of the club are on journey.Kulüp üyeleri gezidedirler.
11The witness of the event is in jail.Olayı görgü tanığı hapistedir.
12The life story of the teacher is in the newspaper.Öğretmenin hayat hikayesi gaztede(dir).
13The policy of this government is not obvious.Bu hükümetin politikası açık değildir.
14The members of the parliament are in Spain.Parlamento üyeleri İspanya'dalar.
15The length of the Nile is 6690 kilometres.Nil'in uzunluğu 6690 kilometredir.
16The hearth of the computer is the central processor.Bilgisayarın kalbi, merkezdeki bilgi işleme aygıtıdır.
( NP + of + NP + is/ are + Comp.)Ad öbeği + of + ad öbeği + is / are + tümleç
20.Translation for Englishİngilizceye çeviriniz
1The translations of  these sentences is on a seperate page.Bu tümcelerin çevirisi ayrı bir sayfadadır.
2The results of their reseach are not in the report.Araştırmalarının sonuçları raporda yoktur.
3The decision of the committee is in favour of them.Komitenin kararı onların lehinedir.
4The majority of the teachers are in favour of the decision.Öğretmenlerin çoğunluğu kararın lehindedir.
5The object of the research is at the beginning of the report.Araştırmanın ne hakkında olduğu raporun başındadır.
6The date of the next exam is on the notice board.Gelecek sınavın tarihi duyuru tahtasındadır.
7The list of the names is in the drawer.İsim listesi çekmecenin içindedir.
8The address of every hotel in Ankara is in the book.Ankara'daki her otelin adresi bu kitabın içindedir.
9The names of all our patients are in this file.Bütün hastalarımızın isimleri bu dosyadadır.
10The records of all the students are not in this file.Tüm öğrencilerin kayıtları bu dosyada değildir.
11The arragement of the classroom is very important in language teaching.Dil öğretiminde sınıf düzeni çok önemlidir.
12The invention of electricity was an important event in the history of man.İnsanlık tarihinde elektriğin icadı önemli bir olaydı.
13The discovery of nuclear energy was an important event of our century.Nükleer enerjinin bulunması çağımızın önemli bir olayıydı.
14Freedom of speech is an integral part of democracy.Söz özgürlüğü demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
15The atomic number of hydrogen is 1.Hidrojenin atom numarası l (dir).
16Deficiency of  iron is a cause  of anemia.Demir eksikliği bir kansızlık nedenidir.
21.Translation for TurkishTürkçeye çeviriniz:
1He borrowed a book of mine.Benim bir kitabımı ödünç aldı.
2A friend of John's was at the meeting.John'un bir arkadaşı toplantıdaydı.
3A play of Shakespear's is on the Globe.Shakespear'in oyunlarından biri Globe'da oynamakta.
4I have read some of Shaw's plays, but none of Shakespeare's.Shaw'un bazı oyunlarını okudum, fakat Shakespeare'in oyunlarının hiçbirini okumadım.
5Some friends of my brother's are pilots.Erkek kardeşimin arkadaşlarının bazısı  pilottur.
6One of their friends is over there.Onların arkadaşlarından biri oradadır.
7I met some friends of Hakan's at the cinema.Hakan'ın arkadaşlarının kimileri ile sinemada karşılaştım.
8He didn't meet any friends of mine.O benim hiçbir arkadaşımla karşılaşmadı.
9Some of his friends are watching TV.Onun bazı arkadaşları şimdi TV izliyor.
10I don't need any of Jane's books.Jane'nin kitaplarından hiç birini istemiyorum.
11I run into some of her friends.Arkadaşlarından birkaçı ile karşılaştım.
12We are getting tired of that bad temper of yours.Sizin bu huysuzluğunuzdan sıkılmaya başladık.
22.Translation for Englishİngilizceye çeviriniz
1One of my friends is in London. Arkadaşlarımdan biri Londra'da(dır).
2I've got some records of hersOnun birkaç plağı bende.
3A friend of Fatih's is an electrical engineer.Fatihin bir arkadaşı elektrik mühendisidir.
4Öğrencilerin hepsi notlarına sevindiler.
5Toplantıdaki insanların çoğu plana karşıydı.
6(Bir) arkadaşım olmasına rağmen onu iş için öneremem.
7Sizin herhangi bir arkadaşınız benim de arkadaşımdır.
8Bütün misafirler Alice'nin arkadaşlarıydı.
9Bana problemlerinden söz etme.Yeteri kadar problemim var.
10Babamın bir arkadaşı ressam. Bu resmimi o yaptı.

 Tamamını görmek için sayfamızı takip edebilirsiniz.. 






2 comments:

  1. Replies
    1. Merhabalar, kısmi sebeplerden ötürü paylaşımın devamı kaldırılmıştır.

      Delete